Dünya'nın Sonu Nasıl Gelecek? Hayatın Sonuna Dair Fikirler

Bazı organizmalar diğer tüm nesil tükenmesi olaylarından sağ çıksa bile, saatli bomba olan Güneş, sonuçta Dünya'daki yaşamı bir gün elbet yok edecek.

Cretaceous-Tertiary Yok Oluşu
Cretaceous-Tertiary Yok Oluşu

2012 veya "Armageddon" filmlerini izlediyseniz veya "On the Beach" kitabını okuduysanız, yaşamı sona erdirebilecek potansiyel tehditlerden haberdar olmuşsunuzdur. Örneğin, Güneş gezegenimize büyük zararlar verebilir. Meteor çarpabilir. Kendimizi atom bombası ile yok edebiliriz. Bunlar sadece birkaç bilinen kitlesel yok oluş olaylarıdır. Dünya'da yaşamı bitirebilecek pek çok senaryo var!

Gerçekleşmesi en muhtemel kitlesel yok oluş olayları

Ama önce, kitlesel yok oluş tam olarak nedir? Kısaca ELE ya da extinction level event, gezegendeki türlerin çoğunun tükenmesine yol açan bir felakettir. Türlerin doğal olarak tükenmesi durumundan farklıdır. Tüm canlı organizmaların sterilizasyonu da değildir. Kayaların birikmesini ve kimyasal bileşimlerini, fosil kayıtlarını ve uydular ve diğer gezegenlerdeki büyük olayların kanıtlarını inceleyerek büyük yok oluş olaylarını tespit edebiliyoruz.

Geniş çaplı yok oluşlara yol açabilecek düzinelerce fenomen var ve bunları birkaç kategoride toplamak mümkün:

Güneş'in dünyayı yok etmesi

Bildiğimiz gibi Güneş olmadan hayat olmazdı. Ne var ki Güneş ayrıca Dünya gezegeninin sonunu getirmek için de bekliyor. Bu listedeki diğer felaketlerden hiçbiri henüz gerçekleşmemiş olsa da, Güneş ilelebet bizi sonlandıracak. Güneş gibi yıldızlar, hidrojeni helyuma füzyonladıkça zaman içinde parlaklığı artar. Güneş bir milyar yıl daha sonra yüzde 10 daha parlak olacak.

Bu süre uzun olsa da aslında zamanla Dünya'da daha fazla suyun buharlaşmasına yol açacak. Su, sera gazıdır. Bu nedenle atmosferde biriktiğinde ısıyı çeker ve daha fazla buharlaşmaya neden olur. Güneş ışığı, suyu hidrojen ve oksijene kırar ve su uzaya sızmaya başlar. Güneş, kırmızı dev aşamasına geçtiğinde ve Mars'ın yörüngesine doğru ilerlediğinde önüne çıkan her şeyi silip süpürecek ve potansiyel tüm yaşamı sonlandıracak.

Ne var ki Güneş bizi bir koronal toplu ejeksiyon (CME) ile istediği herhangi bir gün de öldürebilir. Bu olayda Güneş yüklü parçacıkları koronasından dışarı atar. CME herhangi bir yöne atılabildiğinden, genellikle doğrudan Dünya'ya doğru gelmez. Bazen bize ufak bir parçacığı ulaşır ve aurora veya güneş fırtınası olayını oluşturur. Bununla birlikte CME'nin isabet ettiği gezegeni mangal yapması mümkündür.

Güneş'in arkadaşları da var (ve onlar da Dünya'dan hoşlanmıyor). Yakınlardaki (6000 ışık yılı yakında) bir süpernova, nova veya gama ışını patlaması ozon tabakasını ve organizmaları tahrip edebilir. Ardından tüm Dünya'daki yaşam Güneş'in ultraviyole ışınımının insafına kalır. Bilim adamları gama patlaması ya da süpernova'nın Ordovis Sonu neslinin tükenmesine yol açabileceğini düşünüyor.

Jeomanyetik ters çevirme bizi öldürebilir

kitlesel yok oluş
Bilim adamları manyetik kutupların tersine çevrilmesinin geçmişte bazı kitlesel yok oluşlara neden olduğuna inanıyor.

Dünya, yaşamla aşk-nefret ilişkisi olan dev bir mıknatıs gibidir. Manyetik alan bizi Güneş'in bize gönderdiği en tehlikeli şeylerden koruyor. Kuzey ve güney manyetik kutuplarının pozisyonları sık sık ters döner. Manyetik Tersinme olayının ne sıklıkta gerçekleştiği ve manyetik alanın ne kadar sürede rayına oturduğu çok değişkendir.

Bilim adamları, kutuplar ters döndüğünde ne olacağını tam olarak bilmiyorlar. Belki de hiçbir şey olmayacak. Ya da belki zayıflamış manyetik alan Dünya'yı güneş rüzgârlarına maruz bırakarak Güneş'in oksijenimizi çalmasına izin verecek. Bilirsiniz, insanların soluduğu o hayati gaz. Bilim adamları manyetik alan tersinmelerin her zaman kitlesel yok oluş seviyesine ulaşmadığını söylüyor. Sadece zaman zaman oluşuyor.

Büyük bir meteor

kitlesel yok oluş
Büyük bir meteor kitlesel yok oluşa neden olabilir.

Bugüne kadar bir asteroit veya meteorun yalnızca tek bir kitlesel yok oluş ile Kretase-bağlantılı olduğunu öğrenince şaşırabilirsiniz: Yani Tersiyer neslinin tükenmesi olayıyla. Meteordan sonraki etkiler neslin yok olmasına katkıda bulunan faktörlerdi ve birincil sebep değillerdi.

Neyse ki NASA 1 kilometreden daha büyük asteroitlerin ve kuyruklu yıldızların yüzde 95'ini tespit ettiğini söyler. Diğer iyi haber ise bir cismin Dünya'daki tüm hayatı bitirmek için yaklaşık 100 kilometre genişliğinde olması gerektiğidir. Kötü haberse uzaydaki meteorların yüzde 5'inin en az 100 kilometre olması ve şu anki teknolojimizle böyle bir tehdit karşısında yapabileceğimiz bir şey yok.

Meteor çarpmasının merkezindeki her şey ölür. Daha fazla kayıp ise şok dalgası, depremler, tsunamiler ve ateş fırtınasında yaşanır. İlk etkiden kurtulanlar, atmosfere atılan enkazın iklimi değiştirmesi ve kitlesel yok oluşlara yol açması nedeniyle yiyecek bulmakta zorlanırdı. Yavaşça ölmektense göktaşının sıfır noktasında olmak daha iyi gibi.

Tsunami'den de büyük deniz dalgaları

kitlesel yok oluş
Tsunami tehlikelidir, ancak denizin daha ölümcül numaraları da var.

Kumsaldaki bir gün cennet gibi görünebilir, ta ki Dünya adını verdiğimiz misketin mavi kısmının, derinliklerdeki köpek balıklarından daha ölümcül olduğunu fark edene kadar. Okyanusun, ELE'lere (kitlesel yok oluş) neden olacağı çeşitli yollar var.

Su ve metandan yapılmış moleküller bazen kıta sahanlığından kopar ve bir klatrat (kafes bileşik) adı verilen metan püskürmesini meydana getirir. Bu olay büyük miktarda sera gazı metanını atmosfere çeker. Bu tür olaylar Permiyen'in yok olması (300-250 milyon yıl önce) ve Paleosen-Eosen Termal Maksimum'u ile bağlantılıdır.

Deniz seviyesinin uzun süreli yükselmesi veya alçalması de canlı neslinin yok olmasına yol açar. Kıta sahanlığının üste çıkması dahi sayısız deniz canlısını öldüreceği için alçalan deniz seviyeleri daha sinsidir. Sonuç olarak karasal ekosistem bozulur ve kitlesel yok oluş yaşanır.

Denizdeki kimyasal dengesizlikler de yok olma olaylarına neden oluyor. Okyanusun orta ya da üst tabakaları anoksik hale geldiğinde, zincirleme bir reaksiyon meydana gelir. Ordovisyen-Silüryen, geç Devoniyen, Permiyen-Triyas ve Triyas-Jurassic yok oluşlarının tümü anoksik olaylar içermekteydi.

Bazen eser elementlerin (örneğin, selenyum) seviyeleri düştüğünde kitlesel yok oluş gerçekleşir. Örneğin, termal havalandırmalardaki sülfat indirgeyen bakteriler kontrolden çıkabilir. Ardından ozon tabakasını zayıflatan fazla miktarda hidrojen sülfit oluşur. Sonuç olarak Dünya'daki canlılar öldürücü Morötesi (UV) ışına maruz kalır.

Okyanus ayrıca yüzeydeki yüksek tuzlu suyun derinlere battığı periyodik bir tersine çevrilme yaşar. Anoksik derin su yükselir, yüzeydeki organizmaları öldürür. Devoniyen sonu ve Permiyen-Triyas yok oluşları okyanusların tersine çevrilmesiyle başladı.

Sahil şimdi çok hoş görünmüyor değil mi?

Ve elbette volkanlar

volkan
Tarihsel olarak, yok oluş olaylarının çoğu volkanlardan kaynaklanmıştır.

Alçalan deniz seviyesi bilinen 12 yok oluş olayıyla ilişkilendirilmiş olsa da, sadece yedisinde önemli bir türün kaybı yaşanmıştır. Öte yandan volkanlara gelirsek hepsi birbirinden önemli olan 11 ELE'ye yol açtı. Son Permiyen, Son Triyas ve Son Kretase tükenmeleri, volkanik kayaç (bazalt) seli olayları adı verilen volkanik patlamalara bağlanır.

Volkanlar, fotosentezi inhibe ederek besin zincirlerini çökerten, karayı ve denizi asit yağmuru ile zehirleyen ve küresel ısınmaya neden olan toz, kükürt oksitler ve karbondioksit saçarak canlılığı öldürürler. Bir dahaki sefere Yellowstone Ulusal Parkı'nı düşünürken o volkanın patladığı anın etkilerini hayal etmek için bir dakikanızı ayırın. En azından Hawaii'deki volkanlar gezegen katili değiller.

Küresel ısınma ve soğuma

kuraklık
Kontrolden çıkan küresel ısınma, Dünya'yı Venüs haline getirebilir.

Yukarıdaki olayların neden olduğu küresel ısınma veya küresel soğumanın nihai sonucu genellikle kitlesel yok oluştur. Küresel soğuma ve buzlanmanın, Ordovis Sonu, Permiyen-Triyas ve Geç Devoniyen türlerinin tükenmesine katkıda bulunduğuna inanılıyor. Sıcaklık düşüşü bazı türleri öldürür ancak su buza dönüştüğünde deniz seviyesi azalır ve çok daha güçlü bir etki oluşur.

Küresel ısınma ise daha etkili bir katildir. Ancak, illa ki bir güneş fırtınası veya kırmızı devin aşırı ısınması şart değil. Sürekli ısınma, Paleosen-Eosen Termal Maksimum, Triyas-Jurassic ve Permiyen-Triyas neslinin tükenmesine bağlanıyor.

Yüksek sıcaklıkların suyu buharlaştırması, sera etkisi başlatması ve okyanusta anoksik olaylara neden olması ana sorunlar gibi görünüyor. Dünya üzerinde bu olaylar zaman içinde her daim dengeyi buldu, ancak bazı bilim adamları Dünya'nın kaderinin Venüs ile kesişebileceğini düşünüyor. Yani tüm yaşamın kesin olarak bittiği bir senaryo.

Kendi en kötü düşmanımız

atom bombası
Küresel nükleer savaş muhtemelen Dünya'da nükleer yaza ya da nükleer kışa yol açacak.

Meteor çarpmasının ya da yanardağı patlamasının yaşamı yeterince hızlı sonlandırmadığına karar verirsek elimizde birçok seçenek olacak: Küresel bir nükleer savaş bunlardan biri. Nükleer bombalardan kaynaklanan iklim değişikliği veya diğer canlı türlerini öldürerek ekosistemin çöküşüne sebebiyet vermemiz bir ELE ya da kitlesel yok oluş başlatmamız için yeterlidir.

Neslin tükenmesi olaylarıyla ilgili sinsi olan şey kademeli olmalarıdır. Çoğunlukla bir olayın bir veya daha fazla türü kapsadığı bir domino etkisine neden olurlar ve daha da fazla türü yok eden başka yeni olaylara yol açarlar. Gerçekleşmesi en muhtemelen kitlesel yok oluş olaylarından biri.

Anahtar çıkarımlar

  • Kitlesel yok oluş ya da extinction level events olayları (ELE), gezegendeki çoğu türün yok olmasına neden olan felaketlerdir.
  • Bilim adamları bazı ELE'leri öngörebiliyor ancak çoğunluğu önlenebilir nitelikte değiller.
  • Bazı organizmalar diğer tüm nesil tükenmesi olaylarından sağ çıksa bile, saatli bomba olan Güneş, sonuçta Dünya'daki yaşamı bir gün elbet yok edecek.