Ay Yarışı, Uzayın Öncüleri, Apollo'nun Başarısı ve Kolonicilik

ABD ve Sovyetler Birliği gibi iki süper gücün ay yarışındaki rekabeti uzaya yönelik çabaları katlayarak ilerletti.

20. yüzyılın başlarında Wright Kardeşler gökyüzünü, Rus okul öğretmeni Konstantin Tsiolkovski de uzayı fethetmeyi düşünüyordu. Onun uzay yolculuğunun mümkün olduğunu kanıtlayan öncü niteliğindeki hesaplamaları 1903 yılında yayımlandı; sıvı hidrojen ve sıvı oksijen gibi bugün birçok modern roketi uçuran yakıtı bile önermişti. Tüm bu gelişmeler sonunda Ay yarışı için körükleyici oldu.

Ay Yarışının Başlangıcı

dr. wernher von braun ay yarışı
Roket adam: Dr. Wernher von Braun Almanya'nın II. Dünya Savaşı'ndaki roket programında görevliydi. Tasarladığı V-2 roketi 1944 yılında Londra'yı hedef almıştı.

Aynı dönemde New England'lı fizik öğretmeni Robert Goddard 1919 yılında A Method of Reaching Extreme Altitudes (Büyük Yükseltilere Ulaşmak İçin Bir Yöntem) adlı bir kitap yayımladı. Asıl amacını belli etmemeye özen gösterdi; onun aklındaki "büyük yükselti" aslında Ay'dı ve bu yüzden çok alaya alındı. Goddard'ın 1926 yılında fırlattığı ilk test roketi 55 m uçtu ve teyzesinin lahana yetiştirdiği bahçesine düştü.

Ay vurgusu: Ay'a uçuşu ilk hayal eden Amerikalı öncü Dr. Robert H. Goddard ilk roketini 1926'da fırlattı. 1937'de ise daha gelişmiş bir roket tasarladı.
Ay vurgusu: Ay'a uçuşu ilk hayal eden Amerikalı öncü Dr. Robert H. Goddard ilk roketini 1926'da fırlattı. 1937'de ise daha gelişmiş bir roket tasarladı.

Bu arada Almanya'da Hermann Oberth adlı diğer bir hayalperest de işbaşındaydı. 1923 yılında yayımlanan Die Rakete zu den Planetenräumen (Gezegenlerarası Uzaya Roket) adlı eseri, Almanya'nın II. Dünya Savaşı'nda kullandığı, dünyanın en uzun menzilli füzesi olan V-2 roketinin temelini oluşturdu. V-2'yi geliştiren Alman mühendis Wernher Von Braun savaştan sonra Amerika'nın en önemli roket bilimcisi oldu.

Apollo'nun Başarısı

Sovyetler Birliği o güne kadar, büyüklük ve güç açısından ABD'de üretilenlerden üstün ağır füzeleriyle kıtalararası balistik füze sistemi alanına hakimdi. Amerikan Apollo programının en önemli katkısı bu alanda oldu. Ancak bilimsel açıdan Ay seyahatleri gösterilmiş olan çabaya pek değmiyordu. Astronotlar sismoloji çalışmaları ve radyasyon deneyleri yapmış ve 172 kilo kaya getirmiş, fakat robotların yapamadığı pek az şeyi yapabilmişlerdi. Ne var ki bu program için geliştirilmiş olan teknoloji dünyanın çevresinde dönen uydulara yarar sağladı. Bunun sonucu olarak da astronomi, iletişim, hava durumu tahminleri ve diğer insansız uzay görevlerinde büyük bir gelişme yaşandı. Aslında her 30 uzay uçuşunun birinden azında insan kullanıldı. Uzay uçuşlarının en dramatik olanları Rusların 1975 yılında Venüs'e, ABD'nin 1976'da Mars'a inişi ve 1979 yılında Voyager'ın Jüpiter'in yakınından geçmesiydi.

Ay'dan gönderilen resimlerde Dünya karanlık ve yıldızlarla dolu uzayda küçük, güzel bir küre olarak görünüyordu, bizim dünyamız olan bir küre.

Rusya Uzay Yarışına Nasıl Tepki Verdi?

ay yarışı apollo soyuz birleşmesi
Müttefikler yörüngede: Uzay istasyonu kurma konusundaki gelişmelerin ardından, Amerikalı Thomas Stafford ile Rus Aleksey Leonov, 1975 yılındaki Apollo-Soyuz birleşmesinde el sıkışıyor. Rusya 1986'da Mir uzay istasyonunu fırlattı.

Ay'a ulaşılacağına dair kamuya açıklanmış bir vaat bulunmasa da, kanıtlar Ruslarda gizli bir Ay'a iniş programı olduğu göstermektedir. 1960'lı yılların sonlarında Rus bilim adamları ABD'nin Saturn roketinden yüzde 40 daha güçlü dev bir roket olan G-1'i deniyordu. Bu roketin 1969'da test rampasında havaya uçmasıyla Sovyetler Amerika'yla rekabette geriye düştü.

Ruslar uzay istasyonlarına odaklandılar. 1967 nisanında ilk insanlı Soyuz uydusu fırlatıldı; başka bir uyduyla birleşerek ilk uzay istasyonunu oluşturması düşünülmüştü. Halbuki Soyuz 2 hiç fırlatılmadı. Soyuz 1 de atmosfere dönerken parçalandı. 1969'da başarılı bir şekilde bağlanan Soyuz 4 ve 5, Apollo'nun yarısı büyüklüğünde bir yaşam ortamı oluşturdular. 1971'de ilk Salyut uzay istasyonu üç haftadan fazla bir süre üç astronota ev sahipliği yaptı; fakat atmosfere geri dönerken, bir arıza basıncın aniden düşmesine neden oldu ve astronotların üçü de öldü. 1978'e kadar 50'den fazla Soyuz ve Salyut görevi ve bir Amerikan-Rus ortak projesi tamamlanmıştı. Uzayda bir rekabet çağı kapanmıştı ve yeni bir sayfa açılmak üzereydi.

Uzayla İlgili Geleceğimiz Nasıl Olacak?

Apollo programında kullanılan tekniklerden yeniden yararlanılması olasılığı düşüktür. Bu tekniklerde şaşırtıcı bir savurganlık söz konusuydu. Saturn roketinin hayret verici ağırlığının yüzde 98'ini ilk üç bölümünde depolanan yakıt oluşturuyordu. Bu bölümlerin üçü de dünyanın yörüngesinden ayrılmadan önce uzay aracından ayrılarak atılıyordu. Geri dönüş yolculuğunda Ay modülü erkenden terk ediliyor ve Dünya'ya yalnızca komuta modülü geri dönüyordu. Bu durum okyanus yolculuğuna transatlantik gemisiyle başlayıp, limandan ayrıldıktan sonra geminin büyük bölümünü denize bırakmaya, yolculuğa bir cankurtaran sandalında devam etmeye ve bunu da terk ederek karaya can simidiyle yüzmeye benziyordu.

ABD, yeniden kullanılabilen yakıt tankları ve atmosfere dönüş aracı bulunan, uyduları yörüngelerine daha az harcamayla yerleştirebilen ve daha etkili bir araç olan uzay mekiğini benimsedi. Sovyetler Birliği yörüngede kalan ve bir astronotun uzayda altı ay veya daha uzun süre yaşamasını sağlayabilen uzay laboratuvarlarının inşa edilmesine odaklandı. Bir gün bu teknolojiler insanların başlangıçta Dünya'nın yörüngesinde, daha sonra da uzayın derinliklerinde yaşayabilmelerini sağlayabilir. Kendi besinlerini üretebilen ve madenlerini küçük gezegenlerden elde edebilen şehir büyüklüğünde uzay kolonilerinin inşa edilmesi mümkün olabilir. Güneş ışığı da güç kaynağı olarak hizmet edebilir.

Kuramcılar bu tip yörüngede kalan koloniler aracılığıyla uzayda ayak basılacak sağlam yerler oluşturulacağına inanıyorlar. Özel bilimsel araştırmalar söz konusu olmadıkça, hiçbir grup artık enerjisini bir çukurdan çıkıp, diğerine düşmek için harcayacağa benzemiyor. İnsanoğlunun yıldızlara ulaşıp ulaşamayacağı sonsuza kadar bir spekülasyon olarak kalabilir. Pioneer 10 ve 11 sondalarının uzay yolculuğu şu anda sürüyor fakat doğru yönde ilerliyor olsalar bile en yakın yıldıza ulaşmaları 80.000 yıl sürecektir.

Bununla birlikte, geçen yüzyılda büyük bir sıçrama gerçekleştirildi. Bazı bilim adamları bir sonraki yüzyılda insanların galakside koloniler oluşturacağı yeni bir atılımın gerçekleşebileceğine inanıyor.

Büyük Ay Yarışının Kronolojisi

1950'li yıllarda teknoloji insanlığın Ay'a erişme hayalini gerçekleştirmesine yetecek kadar ilerlemiş ve Ay yarışı başlamıştı.

  • 1957 – SSCB Sputnik 1'i fırlatıyor.
  • 1958 – ABD Explorer 1'i fırlatıyor.
  • 1959 – SSCB'nin insansız uzay sondası Luna 2 Ay'a çarpıyor.
  • 1961 – Sovyet vatandaşı Yuri Gagarin uzaya çıkan ilk insan oluyor. (1968'de bir uçak kazasında ölecek)
  • 1961 – Astronot Alan Shepard uzaya giden ilk Amerikalı oluyor.
  • 1961 – SSCB'li kozmonot Gherman Titov Dünya yörüngesinde bir gün geçiriyor.
  • 1962 – Dünya yörüngesindeki ilk Amerikalı olan John Glenn Dünya'nın etrafında üç dönüş yapıyor.
  • 1963 – SSCB'li Valentina Tereşkova uzaya giden ilk kadın oluyor.
  • 1964 – SSCB ilk üç kişilik uzay uçuşunu gerçekleştiriyor. ABD'nin uzay sondası Ranger 7 Ay'a çarpıyor.
  • 1965 – SSCB'li Aleksey Leonov on dakika süren ilk uzay uçuşunu yapıyor.
  • 1966 – SSCB'nin Luna 9'u Ay'a ilk yumuşak inişi gerçekleştiriyor. ABD'nin Surveyor 1'i de yumuşak iniş yapıyor. ABD'nin Lunar Orbiter'ı yörüngesinden Ay'ı haritalamaya başlıyor.
  • 1967 – SSCB, yörüngelerinde dönen iki insansız uydunun kenetlenmesini sağlıyor.
  • 1967 – Geriye sayım uygulaması esnasında kaza oluyor, üç Amerikalı astronot ölüyor.
  • 1969 – ABD'nin Apollo 11'inin Eagle modülüyle ilk insan Ay'a ulaşıyor.
  • 1970 – SSCB'nin Luna 17'si otomatik Ay gezginini Ay yüzeyine bırakıyor.